“Dünya Markaları ile Dünyanın Yükünü Taşıyoruz”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye istif sektöründe yedek parça alanında faaliyet gösteren en önemli firmalardan Ceoparts’ın kurucusu Umut Demirbaş’la firmanın kuruluş hikayesini, sektördeki konumunu ve hedeflerini konuştuk. Demirbaş, Ceoparts’ın teker grubundaki etkinliğine işaret ederek 2025 yılında akü yedek parçalarında çok iyi satış rakamları hedeflediklerinin mesajını verdi.

 

Umut Demirbaş’ı yakından tanımak isteriz.

1985, Samsun doğumluyum. Çalışmaya dokuz yaşımda başladım. Dolayısıyla yaşımın üzerinde bir tecrübem birikti. 2014 yılında bir evlilik vesilesiyle İstanbul’a geldim. İstanbul’da bir aile şirketinde altı yıl çalıştıktan sonra kendi işimizi kurma kararı alıp ayrıldım. Çalıştığım şirket de aynı sektörde iş yapıyordu. 2019’daki kuruluşumuzdan bugüne kalite algısını ön plana çıkartarak sektörde her zaman öncü firma olma hedefimizle yolumuza devam ediyoruz. Şu anda büyüme yolundan hedeflerimiz var.

Ceoparts’ı kurarken bu sektörü tercih sebebiniz neydi?

Altı yıl boyunca çalıştığım şirket zaten bu sektörde faaliyet gösteriyordu. İstif sektörünün tekerlek tarafında çalışıyordu şirket. Biz yedek parça üzerine yoğunlaşmak istedik. Kendi şirketimizi kurmak istememizin sebebi ise gelişmeye açık, kaliteye önem veren ve ürün gamını arttırmak isteyen bir yapıda olmamız. Biz zaten sektördeydik, daha iyisini yapmaya niyetlendik. Sektördeki eksikleri biliyorduk; daha kaliteli ürünü nerelerden getirerek kullanıcılara faydalı olabileceğimize kafa yorduk.

Hedef kitleniz ve satış alanlarınızdan bahseder misiniz?

Özellikle forklift ve iş makineleri sektöründe faaliyet gösteren bütün firmalar bizim hedef kitlemiz konumunda. Stellana, Vulkoprin, Wicke ve Rota’nın Türkiye distribütörlüğünü yapmaktayız. Yedek parçaları da Fransa, İtalya, Almanya, Uzak Doğu ülkeleri gibi birçok ülkeden tedarik etmekteyiz. Ürün gamımızı günden güne arttırıyoruz. Akü grupları konusunda da Ceoparts dışında Ceopower adında yedek parça şirketimiz halihazırda mevcut. Yani bizim aslında buradaki amacımız ürün gamımızı arttırırken kaliteyi de müşteriye sunmak. Akü yedek parçaları konusunda da kendimizi geliştiriyoruz. Akü gruplarında şu anda ciddi bir boşluk var Türkiye’de. Gerekli çalışmaları yaparak hızlıca yol kat ediyoruz. Akü kablolarımızı, akü soketlerimizi, akü cıvatalarımızı hem yerli üretim olarak hem de yurt dışından tedariklerini gerçekleştiriyoruz. Yerli üretim birçok parçamız mevcut. Hem üretim hem ithalat ihracat olarak sektörde öncü firma olma adımlarımızı hızlı bir şekilde atmaya çalışıyoruz. Yedek parça grubunda patenti bize ait olan ürünlerimiz var. İthalatını yaptığımız markalarla aynı kalitede ve daha uygun fiyata hizmet sunabiliyoruz. Yurt dışından getirttiğimiz ürünler, dünyaya mal olmuş, piyasada herkesin güvenini kazanmış markalara ait. Kendi üretimimiz olan ürünler ise kalite olarak bunlarla aynı seviyede olsa da fiyat olarak daha makul. Bu anlamda müşterilerimize büyük bir çeşitlilik sunmuş oluyoruz.

Yurt dışına yedek parça ihracatı yapıyor musunuz?

Tabii. Yurt içi pazarında şu anda zaten bilinen bir firmayız. Birçok dünya markalarını müşterimizin ayağına getiriyoruz. Yurt dışında da özellikle Yunanistan, Rusya, İtalya, Polonya gibi ülkelere ihracatımız da mevcut. İhracatı arttırmak 2025 hedeflerimiz arasında. Bu konuda da kendi üretimimiz, yani kendi imalatımız olan ürünlerde büyümeyi hedefliyoruz.

Orhanlı’da merkez açtınız. Lokasyon olarak Orhanlı bölgesini tercih etmenizin sebebi nedir?

Müşteri portföyümüzün bu bölgeye yakın olması sebebiyle lojistik anlamında daha kolay hizmet verebilmemiz için Orhanlı’dayız. Burası aynı zamanda lokasyon olarak bir merkez. 2019 yılından bu yana Orhanlı’da kendimize ait üç dükkan, Samsun’da bir dükkan, İzmir’de bayilik, Bursa’da bayilik olarak hizmet vermeye devam ediyoruz. Bizi tercih eden müşterimize lojistik hizmetlerini daha hızlı ve zamanında yapabilmek için farklı şehirlere de yayılmaya çalışıyoruz. İzmir bayimiz Ege’ye, Bursa bayimiz hem İç Anadolu’ya hem Marmara’ya, Samsun merkezimiz Karadeniz’e hizmet veriyor. Artık müşteri şehir dışına ürün almaya gitmiyor. Bu sebeple ürünleri biz muhataplarımıza götürüyoruz.

 

Projelerimiz doğrultusunda hedefimiz 2025 yılında özellikle akü ve yedek parça grubunda ürün gamımızı genişletmek. Zaten teker grubunda şu anda Türkiye’nin en önemli firmaları arasındayız. Akü grubunda 2025 yılında Trotec’le masaya oturma durumu söz konusu.

Ceoparts ailesi şu anda kaç kişilik ekipten oluşuyor?

2019 yılında tek başıma başlamıştım. Şu an on üç kişilik bir ekiple çalışıyoruz. 2025 yılında ekibi genişletmek istiyoruz. Artık yirmi kişilik bir ekiple hizmet vereceğiz.

Satış hedeflerinizi gerçekleştirmek adına sizi pazarda en çok hangi konular zorluyor?

Bugün herkesin ve bütün sektörlerin yaşadığı bir ekonomik sıkıntı mevcut. Biz yurt dışından ürünümüzü getirirken nakit olarak Euro ile ödeme yapıyoruz. Sonuçta burada bu ürünü satarken de bir vade uygulamak zorunda kalıyoruz rekabet edebilmek adına. Bu vadelerin son dönemlerde ekonomik sıkıntıdan dolayı biraz daha uzaması, ürün gamını arttırmaya çalışırken tahsilat konusundaki problemler nakit döngüsü açısından daralmalara sebep oluyor. Aslında bizim ürün kalitemizde ve fiyatlandırmamızla herhangi bir problem olmamasına rağmen hedeflerde sapmalara gitmek durumunda kalıyoruz. Ekonominin 2025 yılında daha makul seviyelerde olacağını söylüyor ekonomistler. Ben de öyle düşünüyorum.

Ekonomik düzelme beklentilerinden bahsetmişken, Ceoparts’ın kısa ve uzun vadede hedeflerini paylaşır mısınız?

Projelerimiz doğrultusunda şu andaki hedefimiz 2025 yılında özellikle akü ve yedek parça grubunda ürün gamımızı genişletmek. Zaten teker grubunda şu anda Türkiye’nin en önemli firmaları arasındayız. Bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Bugün Stellana’dan tutun Rota’ya kadar birçok markayı ithal edebilecek pozisyondayız ve bunu Türkiye’de yapan tek firmayız. 2025 yılında ilk hedefimiz akü grubunda büyümek. Yedek parça konusunda zaten görüştüğümüz yeni firmalar var, onlar sonuçlanacak. Akü grubunda 2025 yılında nasipse Frötek’le masaya oturma durumu söz konusu. Şu an görüşmemiz hâlâ devam ediyor. Bu gelişme müspet sonuçlanırsa 2025 yılında akü grubunda çok ivmeleneceğimiz bir yıl olacak.

Yunanistan’dan, Rusya’dan bahsettiniz. O ülkelere hangi ürünlerin satışı gerçekleşiyor? İhracat pazarına eklemek istediğiniz başka ülkeler var mı?

Kendi üretimimiz olan istif makineleri yedek parçaları yani denge mekanizmaları, ayakları, çatalları, alt minderi, tekerlekler ihraç ediliyor şu an. Geçtiğimiz yıl ve bu yıl ciddi sayıda sevkiyat gerçekleştirdik. Akü grubunda bazı anlaşmaları sağlayabilirsek orada da ciddi oranda bir ihracat rakamı yakalayacağız. Kısa vadede yapmamız gereken şey bu anlaşmaları önümüzdeki iki ay içinde bitirebilmek.

Türkiye istif sektörünün en önemli sorunları sizce neler?

Bence sektörde markalaşma ve kalitelileşme anlamında problemler var. Bence istif sektöründe Türkiye, dünya pazarında olması gerektiği konumda değil. Bunun yanında nitelikli eleman konusunda eksikliklerimiz mevcut. Servis hizmetleri alanı da bu eksikliği yaşayan alanlardan biri. Tabii ki çok iyi iş çıkaran ustalarımız var; ustalık belgelerini almışlar, tamamen prosedürlere uygun şekilde çalışıyorlar. Ama diğer taraftan “çantacı” olarak tabir edebileceğimiz insanlar da çok. Ustalık belgesi olmadan, işyeri açma ruhsatı olmadan eline çantasını alıp firma firma dolaşanlar var. Bence bunların engellenmesi lazım. Ceoparts olarak sponsorluğunu yaptığımız İMİAD’ın da en önemli gündem maddelerinden biri de bu. Meslek liselerinden öğrenciler yetiştirip sektöre nitelikli, belgeli istihdam sağlamak. Bu konuda herkes elini taşın altına koymalı. Ben bu konuda derneğimizi sonuna kadar destekliyorum.

Böylece bir sonraki sorumuza geçiş yapmış oldunuz. Sektörümüze hizmet veren dernekler mevcut. Sektörel derneklerle ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Diğer derneklerle ilgili çok yorum yapmak istemiyorum ama ben kendi derneğimizle, İMİAD’la ilgili konuşmak isterim. En başta söyleyeyim ki İMİAD gerçekten çok başarılı bir oluşum. İnsanlar emek vererek, uzun süre istişarelerde bulunarak İMİAD’ı ortaya çıkardı ve daha kurulur kurulmaz en fazla üyeye sahip dernek konumuna geldi. Artık sektörümüzün en güçlü derneği diyebiliriz İMİAD için. Hem başkanımıza hem başkan yardımcılarımıza hem de genel kurul üyelerimize çok inanıyorum. Meslek liselerinden kalifiye eleman yetiştirip sektöre kazandırma noktasındaki çalışmalar çok umut verici. Eğitimli eleman deyip geçmemek lazım. Mesela biz, çalışanlarımızın eğitimleriyle firma olarak kendimiz ilgileniyoruz. İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, satışını yaptığımız parçalarla ilgili teknik eğitimler, ithalatçı firmaların verdiği eğitimler… Sektörde çalışanların bilgi ve birikim düzeyini geliştirmek şu an bizim sorumluluğumuzda. İMİAD’ın organize edeceği eğitimlerde, dernek üyesi olan firmalar kendi uzmanlığındaki konularda eğitim verseler birçok sorunun üstesinden gelebiliriz. Derneğimiz bu konuda önemli inisiyatifler alacak. Eğitimlerle ilgili ciddi çalışmalar mevcut.

Kendi üretimimiz olan istif makineleri yedek parçaları yani denge mekanizmaları, ayakları, çatalları, alt minderi, tekerlekler çeşitli ülkelere ihraç ediliyor şu an. Geçtiğimiz yıl ve bu yıl ciddi sayıda sevkiyat gerçekleştirdik. Akü grubunda da iyi bir ihracat rakamı yakalamayı planlıyoruz.

Türkiye istif sektörünü dünyayla mukayese etseniz neler söylersiniz? Fuarlardan yola çıkarak bir değerlendirme de yapabiliriz.

Dünya fuarlarına gittiğimiz zaman oradaki hava daha başka. Fuarlardan edindiğimiz izlenim de bizim sektörümüzün dünyada birçok ülkeye göre aşağıda olduğu yönünde… Hem makine sayısı anlamında hem ürün gamı anlamında bir fark olduğunu görüyorsunuz. Ama diğer taraftan da ilerleyen dönemlerde ben bu farkın kapanacağını, özellikle 2030-2035 yılları arasında bunun yaşanacağını düşünüyorum. Her geçen gün yeni bir marka Türkiye’ye giriyor, Türkiye’den de yeni üreticiler aramıza katılıyor.

Eklemek istediğiniz bir husus var mıdır?

Sizin vasıtanızla sektördeki arkadaşlara bir mesajım var. Ceoparts çok zor şartlarda kurulan ve çok emek harcanan bir şirket. Bugün tek sahibi olarak ben varım. Bazen Ceoparts’ın çok ortaklı bir yapıda olduğuna dair duyumlar geliyor. Burası tek ortaklı, gecesini gündüzüne katan emektarlarla kurulmuş bir şirket. Arkamızda hiç kimse yok. Ayrıca bu güzel sohbetiniz için de çok teşekkür ederim. İyi ki İstif Material Handling Dergisi var. Sizin gibi kıymetli insanların bizim gibi insanlarla buluşması kadar kıymetli bir şey yok. Sektör var olduğu sürece derginiz var olacak. Türkiye’de gerçekten yanlı yayın yapmayan, olanı olduğu gibi gösteren bir dergisiniz.

“Dünya Markaları ile Dünyanın Yükünü Taşıyoruz”

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

İstif Material Handling ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin

Bize Katılın