Lojistik şirketlerinin 2023’teki en büyük endişelerinden biri, özellikle karbon emisyonları başta olmak üzere işgücü eksikliklerine ve daha yüksek verimlilik taleplerine yanıt olarak otomasyon planlarını hızlandırmak olacak.
Linde Material Handling UK’de Intralojistik Çözümler Kıdemli Müdürü Kenny Watson’a göre
şirketlerin artık depoları otomatik yönlendirmeli araçlar ve otonom teknolojilerle donatmanın faydaları konusunda ikna edilmeleri gerekmiyor. “Artık rolüm büyük ölçüde ikna etmekten çok desteklemeye yönelik. Otomasyon talebi artık çok yüksek” diyor. “En sıkı işgücü piyasaları ve yükselen ücret oranları ile karşı karşıya kalan ve katı karbonsuz hedeflerle karşı karşıya kalan kuruluşlar bana ‘Bir şeyler yapmalıyız – başka seçeneğimiz yok’ diyorlar. “Depoda çalışmak için 100 kişiye ihtiyaçları olabilir, ancak sadece 60 kişiyi işe alabileceklerinin farkına varıyorlar. Diğer 40 kişi nereden geliyor? Otomatik depo sistemleri bu boşluğu doldurabilir mi?” Watson, bu noktada planlama gereğini vurguluyor. Özellikle tamamen manuel bir operasyonu endüstriyel robotlarla çalışan bir operasyona dönüştürmede otomasyonun tüm avantajlarından yararlanmak için şirketlerin iki yıl ileriye bakması gerekiyor. “Bu, acil öncelikleri olan kuruluşlar için çok zorlayıcı olabilir ancak otomasyondan tam olarak yararlanmak istiyorlarsa yapmaları
gereken şey bu.” Watson ve meslektaşları, bu ihtiyacı karşılamak için Linde MH’yi otomatik depo sistemleri konusunda “güvenilir bir ortak” olarak kurmak için yola çıkıyor. Bir şirketin gereksinimlerini ve beş yıla kadar olan planlarını anlamak için işe koyulduklarını söyleyen Watson şunları aktarıyor: “İhtiyaçlarına uygun bir çözüm geliştirmek son derece önemlidir, bu nedenle ne yaptıklarına bakmak ve gereksinimlerini anlamak için çok zaman harcıyoruz. Bunun tespiti için bütün parametreleri gözden geçiriyoruz.”
Yorumlar kapalı.