Mücbir Sebep ve Sözleşmelerin Değerlendirilmesi – 1

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ülkemizde; 06.02.2023 tarihinde saat 04:17’de, Kahramanmaraş-Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde ve yine aynı gün saat 13:24’de Kahramanmaraş-Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğünde elim depremler meydana gelmiş olup bu depremler ve artçıları nedeniyle Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerimiz depremden birinci derece etkilenmiştir. Doğal afet nedeniyle bahsi geçen 10 ilde 07.02.2023 tarihinde olağanüstü hal ilan edilmiş, bu karar aynı gün Resmi Gazete’de yayımlanmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 09.02.2023 tarihinde onaylanmıştır.

Depremin ardından ülkemizin bütün bölgeleri; bireyleri, şirketleri, kurumlarıyla kenetlenmiş, fayda ve dayanışma yaratmış ve necip milletimiz bir kez daha birlik ve beraberlik ruhunu ortaya koymuştur. Bu yazı vesilesi ile, depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, milletimize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

Depremin, hayatımızın her alanında pek çok sonuç doğurduğundan ve doğurmaya devam edeceğinden şüphe yoktur. Depremin olumsuz etkilerinin el birliği ile en aza indirilmesi dilek ve temennimiz ile birlikte bu yazımızda; taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin depremden ne şekilde etkileneceği üzerinde durulacak ve “borcun ifasının mücbir sebep dolayısıyla imkansızlaşması” ve “borcun ifasının aşırı ölçüde güçleşmesinden ötürü sözleşmenin uyarlanması istemi” konuları ele alınacaktır.

1. Mücbir Sebep ve İfa İmkansızlığı Kavramlarının Değerlendirilmesi

Mücbir sebep kavramı, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) açıkça tanımlanmamış olup, kavram doktrin ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde gelişmiş ve bir çerçeveye oturmuştur. Buna göre, bir durumun mücbir sebep olarak nitelendirilebilmesi için;

Hukuki ilişkinin kurulduğu an itibariyle mücbir sebebin taraflarca öngörülemeyecek, veyahut öngörülse dahi etkilerinin bu denli büyük olacağının öngörülemeyecek olması,

Mücbir sebebin tarafların kontrol alanının dışında gerçekleşmiş olması,

Gereken tüm önlemlerin alınmasına rağmen mücbir sebebin, tarafların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesini imkansızlaştırmasının önlenemeyecek olması gerekmektedir.

Mezkûr unsurların mevcut olması halinde taraflar, mücbir sebebe dayanarak sözleşmeyi feshetme, borcun ifasından kısmen ya da tamamen kaçınma, sözleşmeyi askıya alma gibi hukuki birtakım imkanlardan faydalanabilmektedir.

Mücbir sebep halinde uygulanacak hukuk, TBK’nun 136. ve 137. maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu hüküm uyarınca borcun ifası, borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşırsa, borç sona erecektir. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine karşı ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybetmektedir. Borç tamamen imkansızlaşabileceği gibi, kısmi olarak da imkansızlaşabilecektir. Bu durumda da borçlu borcun sadece imkansızlaşan kısmından sorumlu olmaktan kurtulacaktır. Ancak taraflar, kısmi ifa imkânsızlık önceden öngörülseydi böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı konusunda açıkça anlaşırlarsa, borcun tamamı sona erecektir.

Borcun kısmen ifa edilmesini kabul edip etmemekte takdir yetkisi alacaklıda olup, eğer alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edimin de o oranda ifa edilmesi gerekecektir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda ise, tam imkânsızlık hükümleri uygulanacaktır.

1.1. Deprem Olayının Mücbir Sebep Kavramı Açısından Değerlendirilmesi

Deprem olayının, sözleşmeler üzerinde mücbir sebep etkisi yaratıp yaratmayacağının değerlendirilmesi, her bir hukuki ilişki özelinde ayrıca yapılmalıdır. Bu noktada, objektif olarak borçlunun borcunu ifa etmesinin imkansız olması ve bu imkansızlık ile deprem arasında uygun nedensellik bağı olması gerekmektedir. Örneğin, objektif açıdan deprem olayı doğrudan bir mücbir sebep olarak öngörülebilir olsa da taraflar, depremin sonucundan etkilenmiyorsa veyahut etkilense dahi gerekli önlemleri almaları halinde ticari ilişkilerini devam ettirebiliyor ise o halde deprem olayı bir mücbir sebep olarak kabul edilmeyecektir. Buna karşın, deprem sebebiyle, borçlunun hiçbir kusuru olmaksızın ve her türlü önlemi almasına rağmen sözleşmeden kaynaklanan edimleri yerine getirmesinin imkansız olması halinde, Deprem olayı bir mücbir sebep olarak kabul edilebilecek olup sözleşmenin feshi, askıya alınması vb. imkanlardan faydalanılabilecektir.

(112. Sayımızda devam edecek.)

 

Mücbir Sebep ve Sözleşmelerin Değerlendirilmesi – 1

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

İstif Material Handling ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin

Bize Katılın