Teknolojik Gelişmeler ve Yeni Dengeler

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ekonominin özellikle sektörümüz için çokta iyi seyretmediğini hepimiz deneyimledik. Gerek yatırımlar, gerek istihdam, gerek büyüme ve gerekse istikrar açısından makro dengelerimiz büyük ölçüde sarsıntı yaşadı.

Ne yapabiliriz?
Sosyal ve kültürel düzeyde barış ve huzuru hem ülke içine hem de ülke dışına yayacak politikalar ve tavırlar geliştirebiliriz. Kültürel, inançsal ve etnik zenginliğimizi saygıyla koruyarak hem ülke içinde hem de dünyada sürdürülebilir kılmaya dönük yaygın sosyal projeleri hayata geçirebiliriz.

Ekonomik düzeyde hazır ithalata dayalı tüketim yerine ülke içinde yerli üretime, yerli istihdama ağırlık verebiliriz. Katma değeri yüksek, inovatif, yeni ürünleri üretmeye odaklanabiliriz. Düşen büyüme ve istihdam oranlarını bu yolla yeniden yükseltme şansı yakalayabilir, ülke dışına gitmekle burada kalmak arasında kararsız kalmış nitelikli nüfusumuzu, büyük emeklerle yetiştirdiğimiz yeteneklerimizi ülkemizde tutmanın yollarını inşa edebiliriz.

Bir ülkenin kalkınması için maddi anlamda güçlü olması gerekir. Maddi anlamda güçlü olmak içinde üretim yapması gerekir.
Yerli malların üretilmesi ve kullanılmasının temeli yurdun bağımsızlığının korunması için 1923 yılında İzmir İktisat Kongresinde atılmıştı.
Her köşesi cennet olan, her karışından zenginlik fışkıran ülkemiz, yabancı malların işgali altındadır. Daha vahimi ise; Türk Milletinin bu işgale karşı olan duyarsızlığıdır. Türk işçisinin ürettiği; tekstilden televizyona, demirden buzdolabına, salçadan makarnaya kadar birçok ürün tüm dünyada satılıyor. Bizde TÜRK MALI tükettikçe firmalarımızın üretim kapasitesi artacak ve yeni elemanlara ihtiyaç duyulacaktır.

Türk Milleti, kendi arabasını, uçağını, silahını, gemisini, sütünü, meyvesini, kalemini, İş makinalarını, endüstriyel makinalarını üretecek güçtedir ve üretiyor da. Ama halkımız, birçok alanda aynı kalitede onlarca TÜRK MALI varken özentileri yüzünden kat kat fazla para vererek yabancı malı almaya devam ediyor. Tek suçlu tabi ki millet değil. Yasalarımız yerli malını korumak adına çok yetersiz.

Türkiye ekonomik ve siyasi güç dengelerinin değişim içerisinde olduğu uluslararası arenada eğer bir aktör olacaksa, üretimden, ticarete kadar bir çok alanda hem kendine yeten bir ülke olmalı hem de ekonomide dışarıya bağımlı olduğu ülkelerin yaptıkları ve yapacakları tehditleri bertaraf etmelidir.

Bugün, ekonomileri ülkemiz ekonomisiyle karşılaştırılamayacak kadar güçlü olan ülkelerde düzenlenen kampanyalar ile ülke insanı kendi ülkesinin malını satın alması için örgütleniyor. Diğer ülkelerin kendi ekonomilerinde söz sahibi olması engelleniyor.
Örneğin; Amerika’da her yıl çok ciddi şekilde ‘Buy American (Amerikan Satın Al) ‘kampanyaları düzenleniyor. Bu kampanyalarla Amerikan vatandaşlarına kaliteli ürünün sadece Amerika’da üretildiği propagandası yapılıyor. Amerikan vatandaşlarının beynine ülke çıkarları için Amerikan malı tüketmeleri kazınıyor. Üstelik bu kampanyalar, ABD’de federal yasa ile güvence altına alınmıştır.

Almanya’da ise; Otomotivde dünya markası olmuş. Bir Alman otomobil üreticisi firma, çalışanlarının rahatça okuyabileceği büyüklükteki şu yazıyı fabrika duvarına yazdırmış:
“Japon arabası almayı düşünen gitsin kendine Japonya’da iş arasın”
‘İşte bizim eksiğimiz burada. Bizde sadece bir haftaya sıkıştırılmış, sözüm ona geçiştirme kampanyalar, kuru söz ve demeçlerle fındık-fıstık, portakal yeme törenleri yapılıyor.

“Kendi yerli malına sahip çık ey TÜRKİYE, üç beş yüz dolar fazla olsa da sahip çık…TÜRKİYE kazansın”

Teknolojik Gelişmeler ve Yeni Dengeler

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

İstif Material Handling ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin

Bize Katılın