Türk Makinacılarından 2 Milyar $ İhracat
İMDER Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Akgün ile gündemdeki konular üzerinde basın kuruluşlarına açıklamalarda bulundu. Öncelikle iç pazar ve dış pazar koşullarını sizden dinleyebilir miyiz?
Pandemi sürecinden sonraki dönemde, 2021 ve 2022’yi göz önüne aldığımızda özellikle 2022 senesinde hem üreticilerimiz açısından hem distribütör firmalarımız açısından iyi bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim. Bunda birkaç tane etken faktör var: Bir tanesi ertelenen taleplerin tekrar hacme dönüşmesi. Bir diğeri finansal piyasalarda çok alternatif bulamayan yatırımcıların iş makinası veya bunun gibi emtialar üzerinde yatırım yapmaya karar vermesi.
Açıkçası biz tarihi sürece baktığımız zaman ülkede bu hacimde pazarı belki iki üç sene yakalamış olabiliriz. En son 2022 verisi olarak baktığımız zaman ülkede on bir bin adeti aşkın iş makinesi satış hacmi yakalandı. Üreticiler ve distribütör firmaları göze aldığımız zaman on bir bin adetlik bir hacmi Avrupa’da da zannediyorum hacimsel olarak ve adetsel olarak beşinci sıraya tekabül ediyor. Bu çok büyük bir başarı. Ve çok büyük bir potansiyel demektir.
2023 beklentileriniz nelerdir? Yani enflasyonist bir ortamda neticede sizin sektörde ne bekliyorsunuz?
Enflasyonist ortam göz önüne alındığında esasen üreticilerimizin durumunu düşünmek gerekiyor. Çünkü ithalatçı firmalarımız zaten döviz bazında ithalat yapıyorlar. Yurt içinde eğer maliyet yapısı yurdun satış dinamikleriyle uyuşuyorsa bu satış yapılıyor. Esas üreticilerimize odaklanmamız gerekirse, üreticilerimizin maliyet yapısı içerisinde üç tane ana faktör olduğunu söyleyebiliriz: Ham madde, enerji ve işçilik. Şimdi enflasyonist ortamda işçiliğin ne kadar arttığını söylememize gerek yok. Enerjideki enflasyon; açıklanan, bilinen enflasyonun çok daha üzerinde. Hammadde ise dünyada belki hiç olmadığı kadar fazla bizde.
Üstelik döviz bazında yüksek seyretmektedir. Dolayısıyla bu üç kaleme ve diğer maliyet unsurlarını göz önüne aldığımızda üreticilerimizin final makineyi veya ekipmanı üretmekteki maliyet yapısı oldukça yüksek çıkmaktadır. Ve bu yüksek bedellerle yurt dışında ihracatçılarımız, üreticilerimiz rekabet etmeye çalışacaklar. Çok kolay bir şey değil bu. Ama yine de şunu belirtmek istiyorum. 2022 yılında bizim sektörümüz, Aralık ayı itibariyle veri açıklanmadı ama tahminen iki milyar dolara yakın ihracat gerçekleştirdi. Bu bence bu çok büyük bir başarıdır. Kendilerini tebrik etmek lazım. Ama bu potansiyelin çok daha yüksek olduğuna inanıyorum. Çok kısa sürede uygun koşullar sağlanırsa dört milyar, beş milyar dolarlar seviyesine ihracatla çıkacağımıza inanıyorum.
Finansal konularda bir değerlendirme yaptığınız taktirde mesela kredi bulmakta zorlanıyor sektörler. Sizin için mevcut durum nasıl?
Üreticilerimizin zaman içerisinde finansal pozisyonları çok güçlendi açıkçası. Hem faiz oranlarının yüksekliği hem de bankaların kredi vermekte çok seçici davranmaları biraz yurt içi satışları etkiliyor diyebilirim. Ancak tekrar ediyorum, üreticilerimizin sermaye yapısında, yani dünya markası olmuş üreticilerimizin sermaye yapısında ben çok büyük problemler görmüyorum. Aslında Türkiye aynı tarım traktör makinalarında olduğu gibi, otomotivde olduğu gibi bence burası bir üretim merkezi olmalı. Bunu çok kolay gerçekleştirebileceğimize inanıyorum. Ve burada üretilen makinelerin, ekipmanların hem Avrupa’ya hem Ortadoğu’ya hem Afrika’ya ve hem de Türk Cumhuriyet’leriyle Rusya’ya ihraç edilebileceğini ve bununla ilgili hem mühendislik hem işçilik hem de bilgi birikimi ve sermaye yapısı açısından son derece hazır olduğumuza inanıyorum.
Yeşil Enerji konusundaki çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
Çok kısa olarak insanoğlu nerelerden, hangi aşamalardan geçti, onu çok kısa belirtmek istiyorum. Şimdi sanayi devrimi ile birlikte iki yüz sene öncesinden insanoğlu fosil yakıtlarla önce suyu buhar itme gücüyle buharlı makinalar. Ve buharlı makinelerle sanayide müthiş üretim fazlalığına ulaştı. Sonra içten yanmalı motor teknolojisinin devreye girmesiyle birlikte benzinli ve dizel motorlarla çok daha fazla üretimi arttırdı.
İki yüz senelik süreçte sonuçta insanoğlu olarak başımıza gelene baktığımız zaman havada çok daha fazla azot, karbondioksit ve maalesef partikül şeklinde bütün iç organlarımıza yapışacak derecede kötü bir hava kalitesi ve küresel ısınmayla karşı karşıya kaldık.
Şimdi sektörümüzün kaçırmaması gereken ve insanlığın da bir an önce halletmesi gereken konu şudur: Yeşil enerji ile üretilmiş yani rüzgar santrali ve güneş santralleriyle üretilmiş enerjinin depolanması, iletilmesi ve taşıt iş makinelerinde kullanılması için gereken teknolojiyi çok iyi takip etmeli. Ve üreticilerimizin bunu kaçırmaması gerekiyor.
3-4 Ekim’de bir fuarınız olacak zannediyorum. Fuarla alakalı bilgi verebilir misiniz?
Evet, tam da bu konuyla ilgili İstanbul’da bir kongre düzenleyeceğiz. Bu kongreyle ilgili yurt dışından çok önemli katılımcılar gelecek. Ve burada yeşil dönüşüm, elektrifikasyon ve hidrojen teknolojisiyle ilgili çok önemli sunumlar olacak. Sizleri de bekliyoruz.
AFAD ile beraber başlatmış olduğumuz afet bölgelerindeki arama kurtarma çalışmaları kapsamında Adıyaman, Diyarbakır, Hatay ve Malatya AFAD İl Müdürlükleri’ne ulaştırılan ve ulaştırılmak üzere gerek bizim aracılığımızla gerek başka kanallar ile hazırlanan makine-ekipman, teknik insan desteği ve niceleri için sektörümüzün değerli firma ve kuruluşlarına teşekkür ederiz.
Sektörümüzdeki tüm firmalardan afet bölgelerine yardım amaçlı gönderilecek olan makine ve ekipmanların listesini tarafımıza ulaştırmasını arz etmekteyiz.
İletilecek olan listeler tarafımızca toparlanarak AFAD ile paylaşılacak olup, yine AFAD ile koordineli bir şekilde afet bölgelerine ulaştırılması sağlanacaktır. Konu ile alakalı çalışmalarımız devam etmektedir.
Makina gönderimi ve yakıt desteği sağlamak isteyen, afet bölgelerine yardım yönlendirmesi sağlayan merkezlerle irtibatta bulunmak isteyen firmalarımızdan imder@imder.org.tr ve isder@isder.org.tr’ye ivedilikle bilgilendirme yapmasını arz/rica ederiz.
Yorumlar kapalı.