Değerli okurlarımız bu ayki sayımızda FKK GÜNEY OTO LASTİK TAKOZ SAN. TİC. A.Ş. ‘nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn. Hasan Tayyip ALTUNCU bey ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik, FKK’nın sektördeki durumu ve geleceğe dair planları üzerine konuştuk. Ülkemizin önemli değerlerinden olan firmanın Türkiye ekonomisine ve istihdama kattığı değerler oldukça yüksek.
Sn. Hasan Tayyip Bey, kısaca sizleri tanıyabilir miyiz?
FKK Güney Oto Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Otomotiv Grup Direktörlüğü görevlerini üstleniyorum. Bir aile şirketi olan FKK ailesinin ikinci ve üçüncü kuşak bayrak taşıyıcılarıyız. Yüksek endüstri mühendisiyim, ağırlıklı olarak yurt dışı operasyonların koordinasyonundan ve yatırımlardan sorumluyum.
Efendim, bize biraz FKK Group’tan ve organizasyon yapısından bahseder misiniz?
FKK, 1957 yılında Samsun’da bir aile şirketi olarak kurulmuş; otomotiv, maden, endüstriyel ürünler ve forklift sektörlerine yedek parça üreten bir firma durumundadır. Üretmiş olduğumuz ürünleri 60’dan fazla ülkeye ihraç ediyor ve yeni teknolojileri de ülkemize kazandırmaya gayret ediyoruz. Özellikle otomotiv sektöründe 67 yılı aşan bir bilgi birikimi ve tecrübeye, yüksek teknolojili üretim teknikleri ve makine parkına sahip olmamız bizi yerli ve yabancı üreticilerden farklı kılmakta ve dünyadaki pazar payımız ile açık ara liderliğimiz her geçen gün artmaktadır. Hali hazırda Samsun, Çorum ve İstanbul’daki tesislerimizde üretime devam ediyoruz. Üretim tesislerimizin yanı sıra İzmir’de, Almanya Köln’de ve Amerika Atlanta’da dağıtım merkezlerimiz bulunmaktadır.
Tayyip Bey, daha çok dergimizin de alanı olan forklift ve lift ekipmanları üzerine yoğunlaşmak istiyorum. Bu bağlamda forklift sektörüne yönelik firmanızın son gelişmeleri ile ilgili bilgiler paylaşabilir misiniz?
Bildiğiniz gibi uzun yıllardır istif makinaları için Vulkollan ve Poliüretan tekerler üretiyoruz ve bu tekerleri 60’a yakın ülkeye ihraç ediyoruz. Müşterilerimiz ile kurduğumuz yakın ilişkiler ve güçlü bağlar bizi her geçen gün bu sektörün içine biraz daha çekmeye başladı. Müşterilerimiz kendilerine sunduğumuz kaliteli ürün ve hizmetleri tekerin yanı sıra diğer ürünlerde de talep etmeye başladılar. Bizler de müşterilerimizin bu taleplerine kulak vererek teker ile ilgili diğer ürün gruplarının da üretimlerine başladık.
Forklift sektörüne yönelik ürün geliştirme çalışmalarınız nasıl ilerliyor?
Ürün geliştirme faaliyetlerimize alanında uzman bir ekibimiz aralıksız olarak devam ediyor. Öncelikli olarak müşterilerimizden gelen talepler bizleri yönlendiriyor. Bu talepleri karşılarken bazı alanlardaki boşlukları ve fırsatları da yakalayarak programımıza alıyoruz. Ana ürün gamımız olan Vulkollan ve Poliüretan tekerlerinin kullanıldığı istifleme makinaları yedek parçaları her zaman ürün geliştirme çalışmalarımızda önceliğimiz olacaktır ancak forkliftler ile ilgili de sürekli olarak gelen talepler var.
Yeni geliştirmeyi planladığınız ürün grupları nelerdir?
Yeni ürün gruplarımız öncelikli olarak mühendislik ekibimizin de hakim olduğu mekanik parçalar ile devam edecektir. Bunun yanı sıra istifleme makinalarında ve pazarda büyük bir hızla gelişen elektrikli forkliftlerin de ihtiyacı olan elektrik ve elektronik parçalar konusunda da yoğun bir çalışmamız mevcut. Bu ürün gruplarında alanında uzman ve OEM kalitesinde ürün üreten partnerlerimiz ile ortak projeler geliştirerek müşterilerimize kısa süre içerisinde geniş bir ürün yelpazesi sunacağız.
Ürün çeşitleriniz hızla gelişirken pazara sunma ve pazarlama konusunda nasıl bir yol izliyorsunuz?
Sadece üretmek veya ürün portföyünü geliştirmek tek başına yeterli değil. Kaliteli ürün kadar müşteriye bu ürünleri satarken vermiş olduğunuz hizmet de bir o kadar önemlidir. Biz bunun bilincinde olarak müşterilerimizin ihtiyaçlarını daha hızlı karşılamak için yurt dışı yatırımlarına başladık. Öncelikli olarak Almanya Köln ve Amerika Birleşik Devletleri Atlanta’da kendi dağıtım depolarımızı açtık.
Bu depolar vasıtasıyla Orta Avrupa’da 10 gün olan teslimat süremizi 2-3 güne kadar düşürdük. Amerika’daki depomuz ile şu anda güney Amerika müşterilerimizin ihtiyaçlarını da bu lokasyondan karşılayarak 2 ayı geçen transit sürelerini 1-2 haftaya kadar kısaltmış olacağız. Günümüzde zaman her şeyin önünde ve lojistik sektörünün en önemli kriteri. Bunu dikkate alarak sadece dağıtım değil sipariş ve öncesindeki süreci de hızlandırmaya çalışıyoruz.
Kısa süre içerisinde satış operasyonumuzun tamamını B2B sistemi üzerinden yöneteceğiz. Bu şekilde müşterilerimiz ile daha hızlı ve sürekli bir iletişim halinde olmayı hedefliyoruz. Özellikle yurt dışı operasyonlarında B2B ile lojistik süreçlerinin entegrasyonunu da sağlayarak müşterilerimize bir yenilik daha sunacağız.
Öncelikle neden Amerika ve Almanya? Sonraki hedefleriniz nereler?
Amerika çok büyük bir pazar ve bizim hakim olduğumuz Güney Amerika için en uygun lojistik noktasıdır. Atlanta’daki depomuz Amerika içindeki dağıtım ve Güney Amerika müşterilerine deniz yoluyla ulaşım için güzel bir lokasyon. Buradaki faaliyetlerimizin gelişmesi ile birlikte Amerika içinde yeni depolarımızı da açacağız. Her zaman daha kalitelisini sunmayı kendimize amaç edinmiş olarak hizmetinde daha iyisini sunmak hedefimizdir. 2 aylık teslimat süresini Amerika içerisinde 1 haftaya düşürmek şu an için iyi gözükebilir ancak bir süre sonra 1 haftayı nasıl 2 güne düşürebiliriz, bunun çalışmalarını yürüteceğiz.
Avrupa’daki ilk lokasyonumuzu belirlediğimiz Almanya’nın Köln şehrinin hinterlandı bizim için belirleyici olmuştur. Avrupa pazarı büyük ve dinamik bir pazar olarak bizi sürekli gelişmeye sürükleyen itici bir güçtür. Köln depomuzu ana üst olarak kullanıp Avrupa içerisindeki gelişmemizi de devam ettireceğiz. Avrupa’da ikinci depo için şimdiden pazar analizlerine ve lokasyon arayışlarına başladık. Üçüncü depo haberini yakın zaman içerisinde sizlerle paylaşacağımızı umuyoruz.
Yurt dışı yapılanmanıza paralel katıldığınız fuarlardan bahsedebilir misiniz?
Uzun yıllardır sektörümüzün Avrupa’daki en önemli buluşmalarından biri olan Stuttgart Almanya’da düzenlenen “LogiMAT STUTTGART 2023” Fuarı’na geçtiğimiz ay büyük bir stant ile katıldık. Tüm Avrupa, Afrika ve Güney Amerika’dan gelen müşterilerimiz ve ziyaretçiler ile bir araya geliyoruz. Büyüyen ürün portföyümüzden ve yeni planlarımızı paylaştığımız bu organizasyona katılımımız devam edecek.
Benzer şekilde Mart ayında Amerika’da düzenlenen “PROMAT SHOW 2023 USA CHIGAGO” Fuarı’na da katıldık. Amerika’daki yapılanmamızın ardından ilk fuar katılımımız olarak yoğun bir ilgi ile karşılaştık. Artık yerel bir oyuncu olarak Amerika pazarında bulunmamız potansiyel müşteriler tarafından memnuniyetle karşılandı. Amerika’daki fuar katılımlarımız her yıl Modex ve Promat Fuarları ile devam edecektir. Bu fuarlarda özellikle Amerika ve Kanada pazarları ile Güney Amerika’daki potansiyel müşteriler ile bir araya gelme fırsatı yakalıyoruz.
Fuarlarda ayrıca forklift üretici firmalar ile de görüşmelerimiz oluyor. Sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren bu fuarlar, sektörün ve bizim de büyüme hedefimiz olan pazarların en önemli fuarları.
Yurt dışı yapılanmanız ve sektördeki hedeflerinizin ülkemize ne gibi faydaları olacak?
Geçtiğimiz yıllarda yine sizlerle yaptığımız bir röportajda bugünkü planlarımızdan bir miktar bahsetmiştik. Orada değindiğimiz önemli bir konu vardı. Biz burada sadece ihracat yaparak ülkeye döviz kazandırmanın ve işimizi büyütmenin peşinde değiliz. Biz ülkemizdeki forklift sektörünün büyümesine de destek olmak arzusundayız. 65 yıllık sanayicilik kültürü olan bir firma olarak sektörün tüm paydaşları ile gelişmesinin sizin işinize de katkısının bilincindeyiz.
Kendi ürettiğimiz ürünlerin yanı sıra diğer forklift yedek parçalarını da kurmuş olduğumuz dağıtım ve satış kanalları üzerinden müşterilerimize ulaştırmayı hedefliyoruz. Buradaki tek kriterimiz bu ürünlerin tamamının yerli olarak üretilmesi. Kısa süre içerisinde otomotiv sektöründe faaliyet gösteren iş ortaklarımızı forklift ürünleri üretimine yönelttik ve ürettikleri ürünleri portföyümüze katmaya başladık.
Daha çok firmanın forklift yedek parçaları üretmesi, üretenlerin yeni çeşitlere daha cesur bir şekilde yatırım yapmasına bir nebze olsun destek verebilirsek en önemli hedeflerimizden biri olan Türkiye forklift piyasasının nitelikli gelişimine ulaşmış olacağız. Bizler oluşturduğumuz satış kanallarını tüm yerli üreticilere açmaya çalışıyoruz.
Şunu çok iyi biliyoruz ki dünya çok büyük ve birlikte, ortaklaşa iş yaparsak hepimiz ve ülkemiz kazanacak. Biz bunu tüm samimiyetimizle buradan tüm sektör paydaşları ile paylaşıyoruz.
Yorumlar kapalı.