Forklift kullanımı son yıllarda birçok sanayi ve nakliye operasyonunda artarak devam etmiştir. Gerçekten de forkliftler, çok sayıda görev için esnek bir taşıma aracı olmanın yanı sıra, malzeme taşıma için temel bir makine haline geldi. Forkliftler üretkenliği artırmak veya elle taşımayı azaltmak gibi pek çok fayda sağlarken, özellikle ‘yaya’ işçilere yakın kullanıldıklarında önemli bir mesleki tehlike oluştururlar.
Bu tür araçların fiziksel ağırlığı nedeniyle, forklift ile korumasız çalışanlar arasındaki çarpışmalar sıklıkla ciddi yaralanmalara ve hatta ölüme neden olur.
Forklift kazaları tüm endüstri sektörlerinde meydana gelir, ancak imalat sektöründe önemli bir ölümlü ‘kara nokta’ vardır ki çok sayıda yaya işçi, forklift ve dar koridorlar forkliftlerin ağırlığı, bu sektördeki soruna katkıda bulunan unsurlardır.
Forkliftin tasarımı ve işlevsel gereklilikleri nedeniyle belirli risk faktörleri doğaldır. Gerçekten de, bir forkliftin çok çeşitli ortamlarda çok sayıda görev için kullanılmasını sağlayan çok yönlülüğü, kullanım kolaylığı, gücü ve esnekliği en önemli risk faktörlerinden birini oluşturur. Değişken bir ağırlık merkezi ile birleştirilmiş araç stabilitesini birincil endişe haline getirir. Diğer motorlu araç kazalarında olduğu gibi birçok forklift kazasında da hız belirleyicidir. Forkliftlerin çalıştığı ortam göz önüne alındığında, seyahat hızlarının yaya işçilerin maruz kaldığı risk seviyesi üzerinde doğrudan bir etkisi vardır. Yaya işçiler kazaların yaklaşık %45’ine karıştığından, yaya işçilere yakın olduklarında forkliftlerin hızını kontrol etme ihtiyacı vardır.
Bu tür araçların kullanımının yaratabileceği önemli iş güvenliği sorunlarına rağmen, kuruluşların genellikle forklift operasyonlarına ilişkin yanlış tanımlanmış prosedürleri ve trafik yönetimi politikaları vardır. Forklift operasyonuyla ilgili tehlikelerin çoğu iyi bilinmesine rağmen, şimdiye kadarki risk kontrolleri, operatörün korunmasına ve eğitimine odaklanan düşük seviyeli müdahaleler olmuştur. Risk ortamını değiştirmek için çok az şey yapıldı; bunun yerine, varsayılan hatalı davranışların görülme sıklığını önlemek için eğitime dayanan bir kültür gerekir.
İşyerinde yaya işçiler ve forkliftler arasındaki arayüzün dikkate alınmaması, daha ciddi yaralanmaların birçok ölüm ve yaralanma ile sonuçlanabilir. Operatör hatalarının olmadığına güvenmek yetersizdir; risklerle mücadele etmek için bir dizi mühendislik ve idari müdahalenin gerekli olduğu da aşikardır.
İşverenin ve ilgili profesyonellerin bu alanda yapacakları çok şey vardır, ancak daha önce şaşırtıcı derecede az insan faktörü araştırması yapılmıştır. Daha önce çok sayıda forklift kazasının olduğu iş yerlerinde gerçekleştirilen başarılı bir demonstrasyon araştırma projesinin hayata geçirilmesi forklift güvenliğini artırmak isteyenlerin ilgisini çekecektir. Bu tür bir proje, işyeri değişikliklerinin tasarlanması ve uygulanmasındaki zorlukları ve fırsatları da göstermelidir. Bu nedenle düzenleyicilere, araştırmacılara ve forklift kullanan kuruluşlara faydalı dersler sağlayacaktır.
Yorumlar kapalı.