İş’te Lastik Genel Müdürü Nejdet Sarısoy ile İş’te Lastik’teki son gelişmelerden sektörümüzün endüstriyel lastik penceresinden görünümüne, İMİAD gecesinden CeMAT Fuarı’na kadar birçok konuyu sizler için konuştuk.
Sektörümüzün yeni üyeleri ve sizi tanımayanlar için kendinizi tanıtır mısınız?
1988 Sinop-Ayancık doğumluyum. Liseye kadar öğrenim hayatımı sürdürdüm. 2010’a kadar otomotiv ve yedek parça sektöründe faaliyet gösterdim. Akabinde 2011-2012’de bu sektöre girdik. Mevla nasip etti, o günlerden bugünlere hayalini kurduğumuz, Türkiye’de olması gereken hem tedarik süreçleri, hem hizmet süreçleri konularını daha profesyonel bir hale getirmeye fırsat yakaladık. İş’te Lastik artık altı yaşında.
En son hatırladığınız üzere İMİAD’da bir hizmetin e-satışı devreye aldık. İMİAD’daki süreçten sonra ilgi alaka arttı. Tabii ki fiyatla alakalı yapmış olduğunuz kampanya da etkili oldu. Siteye alaka her geçen gün artıyor. İş’te Lastik altı yıldan beri tamamen altyapı çalışmalarını devam ettirdi. İş’te Lastik’in şu an Türkiye genelinde 10’a yakın mobil ekipleri var. Sahada yedi yirmi dört hizmet veriyor.
İş’te Lastik’in markalaşma sürecinden bahseder misiniz? Nasıl başladı, altında hangi markaları oluşturdunuz?
Biz hikayeye Qibla olarak başladık. Yaklaşık bir yıl böyle devam ettik. Sonra Yasin Bey ve sizlerle münasebetimizden sonra birçok araştırmadan, çalışmalardan sonra diğer taraftan da bizim sahadan almış olduğumuz tepkilerden dolayı İş’te Lastik markasını ortaya çıkarttık. İş’te Lastik markasını ilk deklare ettiğimizde çok pozitif reaksiyonlar aldık. Sizinle birlikte yaptığımız o single’ları, insanların eşleri ve çocuklarıyla, evlerde bunu esprili bir şekilde kullanıyor olması bizleri çok mutlu etti. Akabinde hizmetimiz her geçen yıl hızla büyürken hizmeti markalaştırmak istedik. Bununla alakalı Mobil Pres’in yazım şeklinden dolayı MP Mobil Pres olarak tescil aldık. İş’te Lastik markasını sizlerle beraber daha çok öne çıkardık ve artık Mobil Pres ve Qibla ile beraber İş’te Lastik çatı marka haline geldi. Bunun dışında yine hizmetle alakalı bir markalaşma sürecimiz var. Çalışmalar bittiğinde yine sizlerle beraber deklare edeceğiz.
Satışını ve temsilciliğini yaptığımız markalardan bahsedebilir misiniz? Ama orada Italmatic’in altını ayrıca çizmek istiyorum.
Italmatic’le yollarımız pandemi sürecinde kesişti. Tabii biz firmayı sektörünün içerisinde uzun zamandır biliyoruz. Türkiye pazarına girmekte, fiyat ve politikalar gereği bugüne kadar çok etkin bir süreç alamadılar. Pandemi sürecinde satışa ihtiyaç duyulduğu ortamda bir araya geldik. Güzel de bir birliktelik oldu. Onların bize bizim onlara çok ciddi katkılarımız oldu. Türkiye’de son yıllarda çevremizdeki savaşların da etkisiyle başlayan lojistik problemler Avrupa ürünlerini biraz daha ön plana çıkarttı. Çünkü bugün Avrupa’dan bir ürünü on beş günde depomuza alabiliyoruz. Maalesef Uzakdoğu ve Doğu bölgesindeki ürünlerin buraya gelmesi, Süveyş Kanalı’nın kullanılamaması sebebiyle doksan günü buluyor. Italmatic’e dönersek, 70’li yıllardan beri sektörün içerisinde olan ve ilklere imza atmış bir marka. 70’li yıllardan beri üretim yapıyorlar ve kapalı sistem üretim yapan, parçalı kalıplarla üretim yapan tek firma. Kalıp sistemini ve üretim cihazlarını kendisi üretiyor ve kendi teknolojisini kendisi geliştiriyor. Bu bakımdan bizim için oldukça önem arz ediyor. Diğer firmalar gibi alışılmış bir sistemi satın alarak üretim yapmıyorlar, tamamen kendi sistemlerini geliştiriyor. Cihazları da kendileri üretme kapasitesine sahip. Ayrıca sınırlı sayıda yerlere satışını yapıyorlar. Bu bakımdan dünyada kendini ayrıştıran bir marka. Biz de bu markayla çalışmaktan oldukça memnunuz.
Bundan on beş yıl öncesinde birkaç markayla Türkiye’de pazarımız ihtiyacını tatmin edebiliyordu. Ama her geçen gün makine sayısı arttı. Artık pazarımızda çok daha çeşitli markaların yer alması gerekiyor. Biz hem kalite bakımından hem fiyat noktasında ürün yelpazemizi Türkiye’deki pazarın talep edebileceği şekilde biçimlendirmeye çalışıyoruz. Her fiyat grubuna, her çalışma ortamına uygun müşterilerimizin talep edebileceği ürün yelpazesine, hatta kronik sorunları bile bertaraf edebilecek ürün yelpazesine sahibiz. Bunu karşılayabilmek adına şu an altı firmayla çalışıyoruz.
İlerleyen zamanlarda yeni bir marka İş’te Lastik ailesine katılacak mı?
Şu an eksik olan bazı alanlarımız var. Bunlarla alakalı temaslarımızın sürdüğü birkaç markamız var. Kesinleştiğinde paylaşmamız daha doğru olur. Hem Avrupa hem de Uzakdoğu firmalarıyla görüşmeler halindeyiz. Muhtemelen yıl sonuna doğru sonuçlanacak.
Italmatic’in marka yönetimi ile ilgili çok güzel şeyler söylediniz. Türkiye’de de yıllardan beri iş makinaları lastiği, forklift lastiği konularında birçok teşebbüs var. Sektörün içinden biri olarak bu girişimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu girişimler bizi oldukça memnun ediyor. Pazarımızın buna ihtiyacı var. Hepimiz gördük ki pandemi sürecinde olası bir kaos ortamında ürüne ulaşmak çok zor hale geldi. Kendi kendine yetebilen ülkeler bu konuda pozitif ayrıştı. Tabii ki bizim de kendi kendimize yetebildiğimiz alanlarımız var ama yeterli değil. Bu noktada neden Türkiye’de birçok ürün grubu üretilirken endüstriyel lastik üretilmesin? Fakat bizim toplumsal olarak sorunumuz maalesef ürünü üretmeden önce “Ne kadar kazanırız?” sorusunun peşinde koşmamız. Bu sorunu aşmadığımız sürece biz maalesef başarılı olamayız. Bugün üretim yapmaya çalışan firmaların birçoğu bu düşünceyle hareket ediyor. Tabii ki maliyetler önemli, kâr marjları önemli, ticari işletmenin sürekliliği, devamlılığı önemli ama bir ürün ortaya koyuyoruz ve bu ürünü ortaya koyduğumuz zaman bunun rüştünü ispat etmesi gerekiyor. Diğer taraftan Türkiye artık eski Türkiye değil, insanlar dakikanın hesabını yapıyor. “Ben A marka lastiği aldım, şu kadar saat kullandım; B marka lastiği aldım, bu kadar saat kullandım; ona ne kadar ödedim, buna ne kadar ödedim” gibi hesapları herkes yapmak zorunda. Bu ortamda hamuru karıştır, dök, pişir mantığını artık Türkiye aştı. Artık kaliteli ürünler istiyoruz.
Hizmet ağınız ve bayilikleriniz ile ilgili ne söylersiniz?
Aktif olarak Ankara dahil Türkiye’nin üç bölgesinde hizmet veriyoruz. Ankara’nın altındaki illerimizde ise randevu sistemiyle İstanbul merkezden araçlar çıkartıyoruz ya da bölgeye en yakın araçlarımızı yönlendiriyoruz. Yaklaşık bir veya iki gün içerisinde o bölgelerdeki talepleri de hızlıca karşılıyoruz. Yakın zamanda da aktif araçlar devreye girecek.
Mobil Pres araçlarınız, servis hizmetleriniz ve personelinizle ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Mobil Pres araçlarımız tamamen kendi tasarımımız, içerisinde kullandığımız cihazların hepsi yerli üretim. Özellikle presle alakalı dünyada benzer modeller var fakat benzer modellerin yapamadığı ebatlar var. Bizim tasarladığımız cihazın yapamadığı ebat yok. Stroke ve tonaj-basınç özellikleri dünyadakilerin çok üzerinde. Standardın dışında bir cihaz yaptık ve cihazımızı diğer klasik büyük preslere ihtiyaç olmadan bu ebatları da yapabilecek hale getirdik. Servis personelimizle alakalı da şunları söyleyebilirim: Hem kendi personellerimizi hem şehir dışındaki personel arkadaşlarımızı yaklaşık iki ay kadar burada eğitime tabi tutuyoruz. Bir ay merkezde eğitimlerde çalıştırıyoruz, bir ay da sahada eğitimler veriyoruz.
Yurt dışı pazarlarla ilgili neler düşünüyorsunuz? Buna bağlı olarak fuarlarla ilgili düşünceleriniz nelerdir? Katılmak istediğiniz fuar var mı?
Türkiye sektörümüz açısından dünyayla mukayese ettiğimizde çok geride. Bugün Amerika, Avrupa hatta Rusya pazarının hacimlerini düşündüğümüz zaman biz daha yolun çok başındayız ama hızla da o lige doğru gitmeye çalışıyoruz. İmkan buldukça hem şirket olarak hem ziyaretçi olarak uluslararası fuarlara katılmaya gayret gösteriyoruz. Sizin de organizatörlüğünü yaptığınız eylül ayındaki CeMAT Rusya geliyor, umarız biz de orada olacağız.
Türkiye istif sektörü yeni bir dernek kazandı: İMİAD-İstif Makinaları İş Adamları Derneği. Yeni kurulan dernek hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Dernek yönetimine bir öneriniz var mı?
Bildiğiniz üzere derneğin sponsoruyduk ilk süreçte. Hem yönetimdeki arkadaşlar hem üye arkadaşlar zaten bizim sürekli aktif olarak ilişkide olduğumuz kişiler. Sektörümüzün böyle bir oluşuma ihtiyaç vardı. Rekabet kaliteyi arttırır. Sektörümüz son beş yıl içerisinde hızlı büyüdü ve bu süre zarfında da alternatif fikirlere ihtiyacı oluştu. Çok isabetli, yerinde ve zamanında oldu değerli başkanımız Görkem Durmuş’un çıkışı. Hep birlikte sürecin destekçisiyiz, zaman içerisinde daha aktif roller alınacağını, ortaya katma değer konulacağını ümit ediyoruz. Bu süreçte İş’te Lastik ailesi olarak üzerimize düşen görevi her noktada ifa etmeye çalışacağız.
Az önce pres cihazının kendi üretiminiz olduğunu söylediniz. Bu cihazların yurt dışı pazarlarda ya da yurt içi farklı bölgelerde satışını düşünüyor musunuz?
İhracat tarafımızın bu konuyla alakalı temasları var, birkaç yerle paket halinde sistemin satışıyla alakalı görüşüyoruz. Birkaç firmayla yine temasımız var, onlar sadece presi almak istiyorlar. Tabii ki biz bu ürünün uluslararası arenada olmasını istiyoruz. Bu sektörde Türk varlığını gösterme noktasında gayretimiz var.
Son olarak sektör takipçileri ve İstif Material Handling Dergisi okurları için paylaşmak istediğiniz düşünceleriniz var mı?
Bundan yaklaşık on beş yıl önce, yani sektöre girdiğimiz ilk günden beri derginizi takip ediyoruz. Sizlerle beraber yaşanan bayrak değişimiyle birlikte dergi daha da gelişerek ve büyüyerek yoluna devam ediyor. İstif Material Handling’den bahsederken “dergimiz” diyorum çünkü artık sektörün ve hepimizin dergisi haline geldi. Süreci çok iyi takip ediyor ve çok iyi analizler ortaya koyuyor, yarınlara dair adımlar atıyor. Bu da bizler için yarınki adımlarımızı şekillendiren bir durum. Biz açıkçası çalışmalarınızdan oldukça memnunuz. Dünya istif sektöründe de İstif Material Handling Dergisi’ni sık sık duyacağımızı düşünüyorum. Bu konuda da başarılarınızın devamını diliyorum. █
Yorumlar kapalı.