Ticari Satışlarda Malın Ayıplı Çıkması ve Ayıp İhbar Süresi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ayıp Kavramı ve Çeşitleri

Ayıp kavramı, satılanın mevcut vasıflarının, onun taşıması gereken vasıflardan farklı olmasını ifade eder. Başka bir deyişle, satılanın elverişliliğini ve kullanılabilirliğini etkileyen her türlü özelliklerdir. Örneğin, satılan makinenin motorunda arıza olması, makinenin yan parçalarının kırık veya defolu olması, makine aksamında kullanılmış ürünün bulunması gibi durumlarda ayıplı maldan söz edilebilecektir. Satılandan başka bir şeyin teslimi (aluıd ifa) ise ayıp değil, ifa etmeme durumu olarak nitelendirilmelidir.

İlk bakışta, olağan bir inceleme ile anlaşılabilen ayıplar açık ayıp olarak nitelendirilmektedir. Buna karşılık ilk bakışta anlaşılmayan daha sonra fark edilebilen ayıplar ise gizli ayıp niteliğindedir.
Ticari Satışlarda Ayıba İlişkin Kanun Hükümleri

Taşınır satışı 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) düzenlenmiş olup, satıcının ayıplı maldan doğan sorumluluğu karşısında alıcının sahip olduğu seçimlik haklar da yine TBK’nın 219. ve devamı maddelerinde açıklanmıştır.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) ise, TBK’ya atıf yapılmak suretiyle, özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde TBK’nın satış sözleşmesi ile mal değişim (trampa) sözleşmesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir. Bu kapsamda, TTK’nın 23/f1-c bendi uyarınca ayıp türlerine göre bir ayrım yapılmış ve taşınır satışına ilişkin konu malda gizli ayıp olması halinde TBK’nın 223. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. TTK’da düzenlenmeyen konular bakımından ise TBK hükümleri uygulanacaktır.

Bu kapsamda, TTK’nın 23. Maddesinin c bendinde, teslim sırasında açıkça belli olan ayıplar yönünden ayıbın 2 gün içinde satıcıya bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Açık ayıba örnek olarak, malda gözle görülebilen kırık ya da çatlakların bulunması verilebilir. Bu olasılıkta önemli olan husus detaylı ve özel bir incelemeye gerek kalmadan maldaki ayıbın alıcı tarafından tespit edilebilmesidir. Düzenlemenin devamında ise malda açık ayıp söz konusu olmasa bile, malı satın ve teslim alan tacirin 8 gün içinde malı inceleme veya incelettirmekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Sekiz günlük süre malın alıcı tarafından satın ve teslim alındığı tarih itibariyle başlamaktadır.
Yasal süre içinde ayıp ihbarının yapılmaması, alıcının kanundan doğan seçimlik haklarına başvuramaması sonucunu doğurmaktadır. Bu durumda, alıcı tacir malı satın aldığı hali ile kabul etmekte ve seçimlik haklara başvuru hakkını kaybetmektedir. Bu seçimlik haklar;

1. Alıcının, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkı;
2. Satılanı alıkoyup, ayıp oranında bedelde indirim yapılmasını isteme hakkı;
3. Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, tüm masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkı;
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini talep hakkıdır.
Ancak TTK 23. maddesinde diğer durumlarda Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı düzenlenmiş olduğundan, açık ayıp niteliğinde olmayan ve 8 günlük inceleme süresinde tespit edilemeyen, yani kullanımla ortaya çıkan ayıplar yönünden TBK’nın ilgili düzenlemeleri uygulama alanı bulacaktır. Buna göre, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, ayıbın hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yani olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp için 8 günlük inceleme ve ihbar süresi söz konusu olmayacaktır.

Konu ile ilgili örnek Yargıtay Kararı şu şekildedir;

Yargıtay HGK, E. 2011/19-597 K. 2012/80 T. 15.2.2012.

“…Satım sözleşmesinden dönme beyanı, bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğinde olup, bir irade açıklaması olarak, satıcıya vardığı anda hükümlerini doğurur ve sözleşmeyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırır. Dönme üzerine sözleşmenin geçmişe etkili olarak ortadan kalkmasının doğal bir sonucu olarak, tarafların edimlerinin karşılıklı olarak aynı anda ifası gerekir. Dolayısıyla davacı/alıcı, elindeki aracı davalı/satıcıya fiilen teslim ve tescil şartıyla, satım bedelini alabilecektir…”. (lexpera.com.tr)

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2015/8094 K. 2015/12630 T. 13.10.2015.

“Ağır kusur (iğfal) halinde alıcı, ticari satımdaki ayıp ihbar sürelerine uyulmaksızın, kanundan doğan haklarını kullanabilir. Mahkemece, uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak, sıfır km olarak satışı yapılan araçta ekspertiz raporunda gösterilen ayıbın gerçekte var olup olmadığı, aracın kaza raporları ve servis kayıtları da araştırılmak suretiyle, bu ayıbın sonradan oluşup oluşmadığı da tespit edilip varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamıştır” (lexpera.com.tr)

Ticari Satışlarda Malın Ayıplı Çıkması ve Ayıp İhbar Süresi

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

İstif Material Handling ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin

Bize Katılın